14 Haziran 2010 Pazartesi

2010 Formula 1 Kanada Grand Prix'si

İşte Kanada, işte heyecan. Açıkçası Kanada Grand Prix'ini izlediğim her zaman aklıma Türkiye'nin berbat şehir içi yollarının gelmesi olayına bugün açıklık getirdim. Asfalt her yarıştan önce yenilenir ama hiçbir zaman lastikler dayanmaz. Sanırım şehir içinde araba kullanırken neden heyecanlandığımı da bu çok iyi açıklıyor.

Dediğim gibi, geçişlerle dolu, heyecanı hiç eksilmeyen bir yarıştı. Önce Red Bull ilk iki sıraya yükseldi, sonra Alonso harika sürüşüyle ilk sıraya yükseldi, sonra, nasıl oldu anlamadım, Mclarenlar ilk iki sıraya yükseldi. Massa tüm çabalarına rağmen Kanada'daki şanssızlığını kıramadı, başına gelebilecek bütün olaylar geldi. İki defa ön kanadını kırdı, pitte hız sınırını aşıp ceza aldı.

Schumacher pit alanını mesken edinen birçok pilotun aksine, yumuşak lastiklerle 37 tur attı, Kubica ile yaptığı mücadeleden zararlı çıktı, Massa'ya zor anlar yaşattı ve çok çabalamasına rağmen puan çıkartamadı. Rosberg temiz bir yarış çıkarıp 6. oldu.

Red Bull'lar vasattı. Dördüncülük ve beşincilik elde edebilecekleri en iyi sonuç gibi gözüktü. Eğer Mclaren daha fazla gelişmeye devam ederse, ilk yarışlarda kaybettikleri puanların acısını çekebilirler.

Yarışlar git gide heyecan ve çekişme dolu bir hale gelmeye başladı. Mclaren'ın domine etmeye başladığı şampiyonada yepyeni yarışlarda tekrar görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın.

Sevgiler, saygılar.

3 Haziran 2010 Perşembe

2010 Formula 1 Türkiye Grand Prix'si

Gittim, gördüm, o güzel sesleri hissettim ve dedim ki: "Yarış dediğin böyle olur". Her anı heyecanla dolu, ihtişamla dolu bir yarışı yerinde izlememek benim için herhalde hayal kırıklığı olurdu (hem de bedava bilet varken).

Pol her zamanki gibi yine bir Red Bull'a gitti. Webber çıkışını sürdürdü ve İstanbul Park'taki yarışa ilk sıradan başladı. Vettel ise sıralamalarda sorunlarla boğuştu yine ama 3. sıra gibi iddialı bir pozisyondan başlama hakkı kazandı. Peki, yarışta ne oldu bu ikiliye diye sorarsak, cevabı tek kelimeyle "felaket". Vettel pitlerde Hamilton'ı geçti ve Webber'in peşine takıldı. Webber yakıt tasarrufu yaptığı sırada ona yaklaştı ve 12. viraja gelirken içeriden geçmeyi denedi. Ne olduysa o anda oldu. Webber pozisyonunu kaybetmek istemedi ve Vettel de yarış çizgisini zorlayınca ikili çarpıştı. Vettel yarış dışı kaldı, Webber 3. olarak podyuma çıkıp biraz da olsa teselli buldu.

Peki yarışı hangi takım kazandı? Tüm hafta sonu boyunca Red Bull ile hemen hemen aynı tempoda giden Mclaren takımı. Sıralamalarda Vettel'i geçerek 2.liği elde eden Hamilton, Alman pilota startta bir ara geçildi ama aynı turda 2.liği tekrar aldı. Fakat pitlerde yine Vettel'in önüne geçmesine engel olamadı. Yarış böyle biter diye düşünürken, yukarıda bahsettiğim olay gerçekleşti, Hamilton liderliğe yükseldi ve bu sezonun ilk galibiyetini kazandı. Button ise takım arkadaşının peşini hiç bırakmayarak, hatta bir ara geçti ama Hamilton yerini tekrar kazandı, Mclaren'e bu sezonun 2. çifte zaferini getirdi. Mclaren takımı pilotlarının kendi arasındaki uyumu ile Red Bull'a adeta nispet yaparak mutlu sona ulaştı.

Mercedes de bu yarışta parlayan takımlardandı. Ferrari'yi açıkça mağlup ettikleri görülürken, Schumacher takım arkadaşını geçip 4. oldu ve podyuma biraz daha yaklaştı. Rosberg ise yarışı 5. sırada bitirdi.

Renault ise istikrarlı performansını sürdürdü. İstanbul Park gibi zorlayıcı bir pistte Kubica 6. olarak takıma çok değerli puanlar kazandırdı. Petrov ise harika götürdüğü yarışta Alonso ile olan mücadelesinden dolayı lastiğine zarar vererek puansız tamamladı.

Ferrari ise daha da dibe doğru yönelmiş durumda sanki. Bir önceki yarış Monaco'da, antrenmanlardaki kazası yüzünden sıralamalara katılamayan Fernando Alonso, bu sefer 2. seansın son turundaki hatası yüzünden son seansa kalamadı ve 12. sıradan yarışa başladı. Yarışta da 8. sıraya yükselebildi. Massa'nın performansı da rekabetçilikten uzaktı ve Brezilyalı pilot yarışa ancak 8. sırada başlayabildi ve Vettel'in yarış dışı kalmasıyla bir sıra yükselip 7. sırada yarışı bitirdi.

Bunların dışında Kobayashi'nin Sauber'e ilk puanını getirmesi takımın rahat bir nefes almasını sağladı. Ayrıca Sutil ile bu yarışta da puan alan Force India düzenli puan alarak orta sıra takımları arasında güçlü bir konumda olduğunu gösterdi.

Bu yarıştan sonra Webber 93 puanla liderliğini sürdürdü, Button 88 puanla ikinciliğe ve Hamilton 84 puanla üçüncülüğe yükseldi.

Harika bir yarıştan sonra, Formula 1 bir sonraki durağı Kanada'da yine heyecana, aksiyona ve rekabete ev sahipliği yapacak gibi.

Orada yaşananları buraya taşıyana kadar kendinize çok iyi bakın.

Görüşmek üzere, sevgiler, saygılar.

2010 Formula 1 Monaco Grand Prix'si

Evet, Monaco Grand Prix'sinin üstünden 2 haftadan fazla geçti, bir türlü burada bahsetme fırsatı bulamadım ama o yarışta yaşananlar hala kafamda tazeliğini korumakta. Öncelikle Webber'in muhteşem form grafiğinden söz etmek lazım bence. Üst üste kazandığı 2 yarışla şampiyona liderliğine kadar yükseldi ve daha 2 yarış önce 8. sıradaydı. Şans diyenler var, hatta yeni puan sisteminin bir sonucu diyenler var. Ne denirse densin, şu anda Webber Formula 1'de yarışmaya başladığı 2002 sezonundan bu yana en iyi sezonunu geçiriyor.

Gelelim Vettel'e. Bu sıralarda Webber'in biraz gölgesinde kalsa da, hala iddiasını sürdürüyor. Şampiyonada 2. ve Webber ile aynı puanda. Araçla yaşadığı sorunları çözdüğü takdirde Webber'in gölgesinden çıkıp ışık saçmaya devam edecektir.

Peki diğer takımlar ne durumda? Ferrari vasattı; Alonso antrenmanlarda yaptığı kaza yüzünden sıralamalara bile katılamazken, Massa elinden gelenin en iyisini yaparak 4. oldu. Alonso'nun 6.lığa yükselmesi bir nebze tatmin edici olsa da, sezon başında umutlandığımız performans yerini şu aralar karamsarlığa bıraktı. Umarım Ferrari hızlı günlerine döner ve rekabetin artmasıyla yarışlar daha keyiflenir.

İşin bir de Mclaren tarafı var. Hamilton bekleneni yaptı ve 5. olarak puanlar getirdi takımına. Button ise şanssızdı. Pit ekibinin, aracındaki havalandırma girişine takılan boruyu çıkarmaması nedeniyle motorda soğutma sorunu yaşadı ve yarış dışı kaldı. İngiliz pilot puan alamaması ile birlikte şampiyonada liderlikten 4. sıraya düştü.

Sanırım artık Mercedes cephesinden biraz bahsetmenin zamanı geldi. Rosberg 7. sırada yarışı bitirirken, kral yine Formula 1 dünyasını biraz olsun heyecanlandırmayı başardı. Schumacher, son turda güvenlik aracı pite girdikten sonra, son virajda Alonso'ya atak yapıp geçti. Bu sene değişen kurallar çerçevesinde güvenlik aracı pite girdikten sonra, diğer tura başlamayı beklemeden geçiş yapmak mümkün. Fakat FIA'nın kurallar listesindeki bir diğer maddede ise, eğer güvenlik aracı yarışın son turunun sonunda pite girecekse, yarışın hiç geçiş yapılmadan bitirilmesi gerektiği yazar. İşte bu yüzden, yani Mercedes GP takımının kuralları yanlış yorumlamasından dolayı Schumacher'in geçişine ceza verildi ve Alman pilot 25 saniye ceza alarak 12. sıraya düştü.

Sanırım en etkileyici performansı sona bıraktım. Hangi performans mı? Tabii ki Robert Kubica'nın performansı. Sıralamalarda neredeyse Red Bull egemenliğine son verip polü alıyordu. Ayrıca yarışta da startta Sebastian Vettel'e geçilmesi dışında hiç hata yapmadı. Harika yarışarak Red Bull'ların arkasından 3. oldu ve podyuma çıktı. 2009 sezonunun sonunda Formula 1'den ayrılma noktasına gelen Renault'un azmi ve geldiği nokta gerçekten takdire şayan. Bence burada en büyük pay Kubica'nın azmi ve takımı etrafında toplamasında yatıyor. Hatta bu etki takımın diğer pilotu Vitaly Petrov üzerinde de görülüyor. Artık yarışlarda güzel sonuçlar almaya başladı.

İlginç enstantaneleriyle, klasik Red Bull egemenliğiyle, Monaco Grand Prix'si eğlenceliydi, ve her zaman olduğu gibi prestijliydi.

Herkese bol yarışlı günler, bir sonraki yarış değerlendirmesinde görüşmek dileğiyle.

Sevgiler, saygılar.