5 Kasım 2010 Cuma

Baş Kahraman

Gözlerim ne zamandır birine kilitlendi bu hikayeyi seyrederken. O hiçbir zaman pes etmeyen, hedefine odaklanmış ve ondan başka şeylerle vaktini harcamayan bir adam. O bir latin ve ona hayranlık duymamın başlıca sebebi "Şahlanan At"ı uçuran bir jokey olması. Ben ona "Matador" diyorum, sizler onu "Fernando Alonso" olarak biliyorsunuz.

Ferrari'nin tapınağı olan İtalya'da yaşananlardan sonra Formula 1 camiasındaki genel kanı Fernando Alonso ve Ferrari'nin başarısının tek yarışlık olduğuydu. Bu söylentilerin kaynağı da Red Bull'un aracının Monza pistine uymaması ve diğer yarışlarda çok üstün olacağını iddiasıydı şüphesiz. Ferrari Mclaren ile markalarda zor olsa da pilotlar klasmanında mücadele edebilir, Red Bull ise alır başını gider diye düşünülüyordu.

Neredeyse tabulaşacak bu düşünceler geçtiğimiz haftalarda görüldüğü üzere şaşırtıcı bir şekilde yıkıldı. "Matador", Formula 1 dünyasına öyle dersler verdi ki; onun çalışma azmi, hırsı ve kararlılığı sadece genç yarış pilotlarına değil, başarıyı isteyen herkese örnek teşkil edecek hale geldi.

Monza'dan sonra alınan iki birincilik ve bir üçüncülük, "Matador"u bir anda şampiyonanın zirvesine yerleştirdi. Ülkemizdeki yarıştan sonra podyuma sevinecek durumdayken şu anda yürekten desteklediğiniz pilotun şampiyona lideri olması harika ve bir o kadar da gurur verici.

2010 yılından vazgeçmeyen Ferrari takımının da bu başarıda büyük payı olduğu su götürmez bir gerçek. Takım olarak amaçlarını belirlediler ve emin adımlarla ilerleyerek çok iyi bir konuma geldiler. Umarım Ferrari ve "Matador" emeklerinin karşılığını alır ve onlar gibi biz taraftarlar da gururla Ferrari sembolünü kalbimizin üstünde taşırız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder